Son dakika… ABD’li yetkililer: İsrail, İran’daki hedeflerini belirledi… Dünyadan İsrail’e tepki yağdı… Hizbullah’tan uyarı!

ABD’nin İsrail ve Hizbullah ortasındaki çatışmaları durdurmakşa görevlendirdiği Lübnan Özel Temsilcisi Amos Hochstein, Washington’dan Lübnan’da yayın yapan televizyon kanalı LBC’ye açıklamalarda bulundu.

ABD’nin Lübnan’daki çatışmaların durması ve ateşkes sağlanması için “durmaksızın” çalıştığını söyleyen Hochstein, “Tüm çatışmanın sona ermesini istiyoruz” dedi.

Hochstein, İsrail’in Beyrut’un merkezine düzenlediği ve 22 kişinin vefatına neden olan atakların “tamamen kabul edilemez” olduğunu söyledi.

“Beyrut’ta devam eden bir İsrail bombardımanı var ve bunun durdurulması gerekiyor” sözünde bulunan Hochstein, “Bu bombardımanı sona erdirmeye çalışıyoruz. Ağır nüfuslu Beyrut’ta bu bombalama hareketlerinin yapılmasından hoşlanmıyoruz” kelamlarını sözüne ekledi.

İsrail’in Lübnan’a yönelik taarruzları sürerken, Lübnan Sıhhat Bakanlığı’ndan yaşanan son can kayıplarına ait açıklama yapıldı.

Lübnan’ın güneyindeki Sayda kenti yakınlarında bulunan Bişerri kasabasına yönelik hava akınında en az 3 kişinin öldüğü, 6 kişinin yaralandığı belirtildi.

Sayda kentinin güneyindeki Ensariyeh kasabasına yönelik farklı bir atakta da 3 kişinin hayatını kaybettiği, 5 kişinin yaralandığı açıklandı. Yeniden Sayda’nın güneyinde yer alan Ghaziyeh kasabasında ise 1 kişinin ömrünü yitirdiği belirtildi.

İsrail’in Lübnan’a yönelik atakları sürerken, Hizbullah’tan İsrailli sivillere ihtar geldi.

Hizbullah’tan yapılan açıklamada, İsrail ordusunun ülkenin kuzeyindeki yerleşimcilerin meskenlerini askeri emellerle kullandığı belirtilerek, İsrail ordusunun Hayfa, Tiberya, Akka üzere işgal altındaki büyük kentlerdeki mahallelerde askeri üslerinin bulunduğu kaydedildi.

Askeri birliklerin yakınında bulunmanın siviller için risk oluşturduğu söz edilen açıklamada, “İsraillileri hayatlarını korumak için bu askeri birliklerin yakınında bulunmamaları konusunda uyarıyoruz” denildi.

İsrail’in Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’i “istenmeyen kişi” ilan etmesine BM üyesi devletlerden reaksiyon geldi.

Ortalarında Türkiye’nin de bulunduğu 104 BM üyesi ülke ve Afrika Birliği Guterres’e takviye mektubu yayınladı.

İsrail’e reaksiyon gösterilen mektupta, “İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’i istenmeyen kişi ilan eden son açıklamasından duyduğumuz derin kaygıyı tabir ediyor ve bu açıklamayı kınıyoruz” denildi.

Bu tıp hareketlerin BM’nin çatışmalarda arabuluculuk yapma ve insani takviye sağlamayı da içeren misyonlarını yerine getirme kabiliyetini zayıflattığı vurgulanan mektupta, “Orta Doğu’daki durum, tüm düşmanlıkların sona erdirilmesi ve ilgili BM kararlarına uygun formda Filistin ve İsrail devletlerinin barış ve güvenlik içinde yan yana yaşayacağı iki devletli tahlile hakikat inandırıcı bir yol oluşturulmasını daha da geciktirebilir” ihtarında bulunuldu.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcılığı, İsrail’in yargı yetkisine itiraz eden müracaatına Başsavcı Kerim Han’ın verdiği karşılığı erişime açtı.

Başsavcı Han’ın karşılığında, İsrail’in itirazının erken yapıldığı, mahkemenin soruşturma yetkisini ortadan kaldırmadığı ve itirazın acilen reddedilmesi gerektiği vurgulandı.

Yanıtta, İsrail’in itirazının Roma Statüsü’nün 19(2) unsuru kapsamında erken yapıldığı belirtildi.

Han’ın cevabında, itirazda bulunma hakkının fakat mahkemenin, Roma Statüsü’nün 58. hususu uyarınca bir karar vermesinden sonra itiraz hakkının doğacağı söz edildi.

İsrail’in mahkemeye yargı yetkisini vermemiş olmasının, UCM’nin soruşturma yetkisini ortadan kaldırmayacağı kaydedilen cevapta, mahkemenin Filistin topraklarında işlenen hatalar bakımından yargı yetkisi kullanabilmesi için Filistin’in, UCM’yi yetkilendirmiş olmasının kâfi olduğu tabir edildi.

Savcılığın cevabında, yetki itirazını ele alan Daire’den talebi acilen karara bağlamasını ve itirazın reddine karar vermesi istendi.

Han’ın karşılığında ayrıyeten, mahkemenin bu cins itiraz ve yanıtları kapalı tutmaması, kamuya açması gerektiği vurgulandı.

ABD’li yetkililer, İsrail’in bu ayın başında İran’ın füze saldırısına vereceği karşılığa ait “İsrail’in İran’a mümkün reaksiyonu sırasında hedeflerini” belirlediğini açıkladı.

Al Arabiya’nın NBC’den aktardığı habere nazaran yetkililer, İsrail’in askeri ve güç tesislerini maksat alacağına inandıklarını söyledi.

Yetkililer, İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini amaç aldığına yahut suikast operasyonları gerçekleştirme niyetinde olduğuna dair rastgele bir belirti bulunmadığını belirtti.

Yetkililer, İsrail’in, İran’a vereceği karşılık konusunda Biden idaresine bilgi verdiklerini lakin paylaşılan bilginin bir kısmını gizlediğini söz etti.

Gazze Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, yaptığı yazılı açıklamada, İsrail ordusunun Cibaliya el-Beled bölgesinde 4 ailenin konutuna düzenlediği hava akınlarında ortalarında bayan ve çocukların bulunduğu en az 12 Filistinlinin hayatını kaybettiğini belirtti.

Saldırılarda 30’dan fazla kişinin yaralandığı bilgisini veren Basal, 14 kişinin ise enkaz altında kaldığını aktardı.

İsrail ordusunun Gazze’nin kuzeyine yönelik sıkı kuşatması ve ağır akınları 6. gününde de sürüyor.

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı’ndaki Filistinliler, günlerdir İsrail ordusunun “soykırım ve etnik temizliğine” maruz kalıyor.

Filistinliler, karadan abluka, meskenlerinin yıkılması, besin ve ilaç yokluğuyla bölgedeki hastanelerin zorla tahliye tehditlerine karşın göçe zorlanmaya direniyor.

İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği akınlarda yaklaşık 17 bini çocuk, 11 bin 378’i bayan olmak üzere 42 bin 126 Filistinli öldü, 98 bin 117 kişi yaralandı.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nun (BMGK) “E10” olarak bilinen seçilmiş üyeleri, BM Lübnan Süreksiz Barış Gücü’nün (UNIFIL) İsrail ordusu tarafından maksat alınmasından derin telaş duyduğunu bildirdi.

Tüm taraflara milletlerarası insancıl hukuk ve UNIFIL çalışanı ile tesislerinin güvenliğini sağlama daveti yapılan açıklamada, barış güçlerinin kasıtlı olarak gaye alınmasının memleketler arası insancıl hukuk ve BMGK’nin 1701 sayılı kararının ihlali olduğu belirtildi.

“UNIFIL, BÖLGE İSTİKRARINA KATKI SAĞLIYOR”

Açıklamada, UNIFIL’e takviye verilirken, barış gücünün bölge istikrarına katkı sağladığının altı çizildi.

İsrail’in 10 ve 11 Ekim’de UNIFIL tesislerine taarruzlarından derin tasa duyulduğu aktarılan açıklamada, akın sonucu birtakım çalışanın yaralandığı anımsatıldı.

Açıklamada, Lübnan’da artan sivil mevt, yıkım, sivil altyapıların amaç alınması ve yerinden edilen kişi sayısının artışından da derin tasa duyulduğu vurgulandı.

Acilen ateşkes daveti yapılan açıklamada, milletlerarası insancıl hukuk ile BMGK’nin 1701 sayılı kararına hürmet duyulması davetine yer verildi.

İrlanda Genelkurmay Başkanı Sean Clancy, İsrail’in UNIFIL konumlarına yönelik saldırısı ve UNIFIL’de vazife yapan İrlandalı askerlerin durumlarına ait İrlanda kamu yayıncısı RTE’ye konuştu.

İsrail’in Hizbullah gayelerine yönelik atışları sırasında kasıtsız olarak UNIFIL konumlarını vurduğu tezleri sorulan Clancy, “Bu kurallar altında buna inanmıyorum.” dedi.

Tank atışının isabet ettiği UNIFIL müşahede kulesinin küçük bir gaye olduğunu belirten Clancy, “Küçük bir maksat olan gözetleme kulesini tankla vurmak için taammüden maksat almak, direkt atış yapmak gerekir. Askeri bir bakış açısıyla bu, kazayla yaşanan bir hareket değil direkt bir aksiyondur.” değerlendirmesini yaptı.

Clancy, İsrail’in UNIFIL durumlarına saldırmasının altında yatan stratejik gayenin ise aşikâr olmadığını lisana getirerek, “Bu çok açık ve felaket bir ihlal. Hareketleri pervasızca ve bu yaşananlardan ötürü hesap sorulması gerekiyor. Ne koşulda olursa olsun BM Barış Gücüne saldırmak beğenilen görülemez.” tabirlerini kullandı.

UNIFIL ve İrlandalı askerlerin Lübnan’da bulunmasının yaşananları kayıt altına almak ve sorumlulara hesap sormak açısından değerli olduğuna da işaret eden Clancy, Gazze’de bunun eksik olduğuna dikkati çekti.

Clancy, UNIFIL kapsamında Lübnan’da bulunan İrlandalı askerlerin durumlarının uygun olduğunu da bildirdi.