T24 Kültür Sanat
Bu yıl 61’incisi düzenlenen Antalya Altın Portakal Sinema Şenliği’nde gösterimi yapılan ‘Acı Kahve’ sinemasının söyleşisinde konuşan oyuncu Nazan Kesal, “Bu sinema aslında Türkiye’de aile yapısını sorgulayan, aile kutsaldır ya, bunun üzerine düşünmemizi sağlayan bir yanı vardı. Aile her şeyse, o ailelerin içinde küçücük kız çocukları neden öldürülüyor?” dedi.
Türkiye’nin en uzun soluklu sinema şenliği olan Antalya Altın Portakal Sinema Şenliği, bu yıl 61’inci sefer başladı. Şenliğin 3’üncü gününde Ulusal Uzun Metraj Sinema Yarışı’nda yarışan Soner Sert‘in ‘Acı Kahve’ sinemasının gösterimi yapıldı. Dünya prömiyerini de şenlikte yapan sinemanın Atatürk Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nda yapılan gösterimine, vatandaşlar ağır ilgi gösterdi.
Filmin senarist ve yönetmeni Soner Sert ile oyuncular Nazan Kesal, Buçe Buse Kahraman, Reha Özcan, Şerif Erol, Benian Dönmez, Name Önal ve Atay Yıldız da sineması, sinemaseverler ile birlikte izledi. Kız isteme merasimi için konutta toplanan iki ailenin bir gün içerisinde başından geçenleri anlatan ve tek bir mesken içerisinde çekilen sinemanın gösteriminin akabinde sinema grubu, seyircilerin sorularını yanıtladı.
“Küçük burjuva pahaları, değersizlikleri üzerine bir şeyler yapmaya çalıştım”
Söyleşide konuşan Soner Sert, “Bu fikir aklımda canlanmaya başladığından beri kurmaca bir öyküyü belgesel üzere çekme fikri vardı. Sineması 10 günde tamamladık. Bir sinemanın fikri aklıma düştüğünde, onun üzerine düşünmeye başlıyorum ve zihnimde tartışmalar dönüyor. Bu türlü bir fikir aklıma düştüğü andan itibaren bu türlü bir merasimde küçük burjuva taşlaması yapmam gerekiyor diye düşündüm. Bugüne dokundurmaları olsun, bugüne dair bir şeyler söylesin istedim. Küçük burjuva kıymetleri, değersizlikleri üzerine bir şeyler yapmaya çalıştım” dedi.
“Oynadığım karakter, çok eleştirdiğim bir anne”
Filmin oyuncularından Nazan Kesal da “Çok sıkışık bir vakit diliminde tüm takım, birbirimizle dayanışarak, bağımsız sinemanın şartlarını bilerek, isteyerek bu sinemaya sahip çıktık. 10 günde bitirdik, su üzere aktı. Oynadığım karakter, çok eleştirdiğim bir anne. Her vakit onaylayacağımız rolleri oynayamıyoruz. Hiç kimse sindirmesin. Bu sinema aslında Türkiye’de aile yapısını sorgulayan, aile kutsaldır ya, bunun üzerine düşünmemizi sağlayan bir yanı vardı. Aile her şeyse, o ailelerin içinde küçücük kız çocukları neden öldürülüyor? Şayet aile kutsalsa sinemamızda olduğu üzere kızın gönlü razı olmadan, anne baba bu evliliğe nasıl razı geliyor?” diye konuştu. (DHA)
|
“Yunanistan’da Müslüman, Türkiye’de gavur tohumu”; Kayıp bir jenerasyonun öyküsü ‘Mübadele’
|
